ÇOCUKLARIN İHTİYAÇLARI

OKUL ÖNCESİ ÇOCUĞUN  İHTİYAÇLARI

İyi  Bakım, Beslenme,  Sevgi  ve  Şefkat

Her çocuğun ilk temel ihtiyacı sağlık kurallarına uygun iyi bir bakım, düzenli bir beslenme, sevgi ve şefkat dolu  yetişkinlerden oluşan aile ortamıdır.

Her çocuk sıcak, dengeli ve sürekli ilişkiler geliştirebileceği sevgi dolu yetişkinlere  ihtiyaç duyar. Anne-baba, çocuklarıyla konuşurken, onları  yalnızca söz dinleyen, güzel, iyi, temiz ve zeki oldukları için  değil, şartsız olarak sevdiklerini belirtmeleri  gerekir. Çocukları, yalnız kendileri olduğu için, onların gelişmeleriyle ilgili her türlü sevinç ve problemlerini, sağlık ve hastalıklarını kabul eden olgun bir yetişkin sevgisi ile sevmeliyiz.

Güven

Hayatın ilk yıllarında dış dünyayı özellikle anne aracılığı ile algılayan çocuk için kendisini gerçekten seven yetişkinlerden gelen izlenimler, onun dünyaya bakışının olumlu olmasına yardım eder. Olumlu ilk izlenimler ise uyumlu, kendisi  ve çevresindekilerle barış içinde bir insan olma yolundaki ilk adımdır. Çocuğun sevgi, saygı ve tutarlı ilişkilerde bulunduğu ve  kendisine karşı tutarlı davranılan bir ortamda, bir diğer temel ihtiyacı olan güveni gelişir.

 Söylediklerine aldırış edilmeyen, fikrini belirtmeyen veya belirttiği zaman sürekli eleştirilen veya sürekli söyledikleri düzeltilen çocuk haliyle suskun, içine kapanık ve güvensiz veya huysuz ve saldırgan olabilir. Buna karşılık, söyledikleri çok önemli olmasa da duyulan, sürekli eleştiriye uğramayan çocuk ise daha güvenli, daha sosyal ve daha sağlıklı bir kişilik geliştirir.

Ayrıca güven, çocuğun etrafındaki kişilerin kararlı, dengeli davranışları da  demektir. Eğer anne-babalar  davranışlarında tutarsız olurlarsa, çocuklarda onlara göre hareket edecektir.

Çocuğun güvenini arttırmakta önemli olan beş etken;

1-) Çocuğun kendini ifade etmesine müsaade etmek, çocuğu dinlemek, fikri önemli olmasa da dikkate almak, yani çocuğu duymak.

2-) Çocuktan yaşı ve kapasitesi dışında davranışlar beklememek. (Örneğin, misafirlikte 2 saat hiç kımıldamadan uslu uslu oturması veya 3 yaşında bir çocuğun üstünü hiç kirletmeden yemek yemesi gibi).

3-) Çocuğun bazı küçük sorumluluklar yüklenmek isteyeceğini bilip bunları başarmasına müsaade ve olanak sağlamak.

4-) Çocuğun çabasını övmek ve yüreklendirmek.

5-) Çocuğun başarısızlıklarını kişiliğiyle bağdaştırmamak, başarısızlıkları birer öğrenme öğesi olarak görebilmesine yardımcı olmaktır.

Hareket

Çocukların gelişmeleri için en temel ihtiyaçlarından bir diğeri de hareket ihtiyacıdır. Hareket, çocuğun gelişmesi, kendi bedenini ve çevresini tanıyabilmesi, gelişmekte olan kaslarını çalıştırması, onları güçlendirmesi için gereklidir. Hareketin zihinsel gelişimle de yakından ilgisi vardır. Çocuğun zihin gelişimi sözlü ifadelerle veya oturup sadece etrafına bakınarak gerçekleşmez.  Çocuğun hayal gücünü uyaran şeylerden biri de faaliyette bulunmaktır. Bu bakımdan oyun, çocuğun öğretilmeden öğrenebildiği yollardan biridir.

Yetişkin Desteği

Çocuk temel tecrübelerini aktif katılımla kazanırken anne-babasının da desteğine ihtiyaç duyar. Her yeni faaliyet için çocuğu destekleyen  bir aile ortamı, onu cesaretlendirir. Çocuk anlaşılmaya ve kabul edilmeye gereksinim duyar. Çocuğunun kendi yaş grubunun genel gelişim özelliklerini  bilen bir anne-baba, çocuktaki gelişime bağlı olarak ortaya çıkan bazı duygu ve davranış değişmelerine hoşgörü ile bakabilir ve  onun  bu dönemi daha  rahatlıkla geçirmesi için gerekli desteği verebilir.

Kendini Tanıma, Kanıtlama ve Özgürlük

 Çocuğun  kendi başına yemek  yemeye, oyun oynamaya, atlamaya, sıçramaya, koruyucu  aile tutumlarından  kurtulmaya ve kendi hatalarını yapmaya ihtiyacı vardır.

Okul öncesi dönemdeki çocukların, başarabilecekleri davranışları geliştirebilmek için desteklenmeye ve  çevrelerine zarar vermemek koşuluyla özgür olmaya ihtiyaçları vardır. Bu, çocuğun mevcut yeterliliklerini geliştirebilmesi, yetersizliklerinin farkına  varması, kısaca kendini tanıması ve sınırlarını öğrenmesi açısından son derece önemlidir.

Diğer Çocuklarla Birlikte Olma ve Oyun

Kendi yaşıtları ile birlikte olabilme de okul öncesi çocuğun temel ihtiyaçlarından biridir.  Çocuk oyun yoluyla duygu ve davranışlarında görülen problemler hakkında ipuçları verir. Örneğin, kardeşini kıskanan bir çocuk, oyunlarında kardeşi rolündeki bebeği cezalandırabilir.

Ayrıca, çocuk oyun ortamında:

  • Enerjisini boşaltarak, günlük geriliminden arınır.
  • Yeni beceriler geliştirir (keser, boyar).
  • İşbirliğini ve paylaşmayı öğrenir.
  • Hayal gücünü geliştirir.
  • Oyun yoluyla derin duygu ve ihtiyaçlarını, aile bireylerine karşı duygularını ifade olanağı bulur.
  • Düşünmeyi ve kendi başına karar vermeyi öğrenir.
  •  Oyun yoluyla toplu yaşam için gerekli olan kuralları öğrenir.

Anaokulunun Okul Öncesi Eğitimde  Etkileri

Çocukların eğitimini gerçekleştiren okul öncesi eğitim kurumu, annenin yokluğunu giderecek bir kurum olarak değil de, annenin tek başına çocuğun üzerindeki ilk yıllardaki rolüne katkıda bulunan ve bu rolü yaygınlaştıran bir kurum olarak değerlendirilmelidir.

Anne ve babalar okul seçiminde titiz davranmalı, kurumun programını, öğretmenini, fiziki koşullarını inceleyerek karar vermelidir.

Çocuğun anaokulu ortamına alışabilmesi için, aile üyelerinin tümü kararlı olmalı, bu konuda çocuğa ödün vermemelidir. Çünkü anne ve babanın bu konudaki çelişkili tutumu, gelecekteki okul fobisinin nedeni olabilmektedir. Anne ya da büyükanneden gelebilecek “Bugün gitmese  iyi olur.” düşüncesini kullanabilir ve kuralları olan bir kurum yerine kuralları olmayan veya kuralları kolayca değiştirilebilen aileyi tercih etmektedir. Bu nedenle çocuğun anaokuluna başlamasında zamanlama doğru yapılmalı ve alınan kararlar uygulanmalıdır. Çocukla ilgili kararlarda anne-baba fikir birliği içinde olmalıdır. Annenin sabahları kurumdan ayrılmasının ardından çocuk sınıfa uyum sağlamışsa, okula devam etmesinde ısrar etmelidir.

Ailenin dışına atılan ilk adım  anaokulu olarak düşünülmelidir. Anaokulu,  çocuğa bilgi aktarmaktan çok, çocuğun içinde var olan yeteneklerin serpilip gelişmesine yardımcı olur. Çocuk, anaokulunda en iyi oyun ortamını bulur, işbirliğini gerçekleştirir, oynayarak öğrenir.

Okul öncesi eğitim kurumu, aynı zamanda kuralları en etkili bir biçimde öğretebilen bir kurumdur. Çocuk anaokulunda, kendi hakkını korumayı, paylaşmayı ve  başkalarının özgürlüğünü zedelememeyi öğrenir.

Okul öncesi eğitim kurumları, çocukların sözel faaliyetlerine  önem veren ve onlara hareket imkanı hazırlayan kurumlardır. 0yun,  bize çocuğu tanıtmakta  ve   çocuğun kendi yeteneklerinin farkına varmasını sağlamaktadır. Çocuk oyun içerisinde toplumu ve ailesini yaşar ve yaşatır. Kendisine zorla yemek yediren annesinin bu olumsuz tutumunu çocuk, oyuncak bebeğine uygularken, rahatlamaya çalışır. Böyle özgür ve duyguların rahatlıkla ifade edildiği ortamda da çocuğun gizil güçleri kolayca ortaya çıkabilmektedir.

Okul öncesi çocuğun en belirgin özelliklerinden biri meraklı ve aktif bir araştırıcı olmasıdır. Çocuk izleyen biri olmaktan çok, olayların içinde olmaktan ve  nesneleri ellemekten hoşlanır. Onun bu özelliği okul öncesi eğitimin temel ilkelerinden aktif katılımın gerekçesini oluşturur. Çocuğun doğal merak duygusunu geliştirebilmek, ondaki yaratıcılığı desteklemektedir.     

Eğitimin kalıcı davranışlara dönüştürülebilmesi için, çocuğun okuldaki ve evdeki eğitimi  arasında bütünlük sağlanmalıdır.



Yazdır

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin



  Beğen | 0  kişi beğendi